TFF 2. Lig 3. Grup’ta yarışan Erzurumspor, son yaptığı Trabzon Karadenizspor maçında çektiği isyan bayrağıyla gündeme geldi.Futbolculara bu sezon hiçbir ödeme yapılmamış ve şimdiye kadar kendileri sadece gönüllü olarak sahaya çıkıp takımlarını bu zamana kadar sırtlamışlar.Bunun protestosunu da maçın başlama düdüğüyle maça başlamamak olarak yaptılar. 1 Dakika boyunca oldukları yerde kaldılar ve kimse top ile ilgilenmedi. Trabzon Karadenizspor'lu oyuncular da sporcu kardeşlerini destekleyerek bu 1 dakika boyunca kendi sahalarında top çevirdiler.
1 Dakika dolduğunda maç normal şekliyle devam etti.Maçı 1-0 Karadenizspor kazandı.Maç bitince Erzurumsporlu futbolcuların protestosu bitmedi haliyle.Ellerinde 'BİZDEN BU KADAR' yazan bir pankart ile göründüler ve sahada oturma eylemi yaptılar.Sessiz ve derinden isyan ettiler.
İşin aslı astarı nedir bilemiyoruz tabi.Para var da mı verilmiyor yoksa başka birşeyler mi var ama böyle giderse ligin 2. yarısında Erzurumsporlu futbolcular sahaya çıkmama kararı almışlar, bunu uygulayacaklardır. Erzurumspor'a sahip çıkılmasını istiyor futbolcular, bende istiyorum, sahip çıkın Erzurumspor'a....
28 Aralık 2009 Pazartesi
Futbolcu isyanı.
Yazıyla ilgili:
Bizden bu kadar,
Erzurumspor,
TFF 2. Lig 3. Grup,
Trabzon Karadenizspor
27 Aralık 2009 Pazar
Le god
EPL ve Southampton'ın efsanesi Matthew Le Tissier. 2002'de futbolu bırakmış kendisi.Herşeyin para olmak üzere olduğu futbolda paradan daha önemli şeylerin olduğunu (sadakat gibi) gösteren biri o. Kariyeri boyunca Southampton'dan ayrılmamış, gelen onlarca cazip teklife burun kıvırmış.Southempton'dan başka sadece İngiltere'nin milli takım formasını giymiş.
Attığı gollere bakın hele.. (daha kısa videoları da mevcut kendisinin, ben izlemeye doyamadığım için en uzununu seçtim, görüntü kalitesi pek iyi değil ama idare eder).
Yazıyla ilgili:
Le god,
Matthew Le Tissier,
Premier League,
Southempton
26 Aralık 2009 Cumartesi
Efsane çubuklu..

En sonunda dün Feneriumlarda satışa çıktığı haberi geldi ve çok sevindim, hemen koşa koşa gidip alamadım tabi ama sevindim, kuru bir sevinç oldu.Malumunuz bir öğrencinin Feneriumdan bir şey alması için; harç parasını yatırmaması ya da yemeden içmeden en az bi 2-3 ay para biriktirmesi gerekiyor.Ama en azından orda beni bekleyen bir efsane çubuklunun var olduğunu biliyorum (platonik aşk).
Fiyatı nedir ki bu kadar abarttın derseniz, bilmiyorum.İnternette bir açıklama yok, Fenerium'a gitme fırsatım da olmadı ama en kısa zamanda gidip; 'abi/abla bu forma kaç para' diye sorucam.baktım pahalı geliyor 'peki bu paraya ne olur be abi/abla' diye kendimi acındırıcam, bir etkisi olur mu? Tabi ki olmaz biliyorum ama efsane çubukludan söz ediyoruz herşeyi denemeli.

Efsane çubuklu'nun fiyatını öğrenir öğrenmez burada duyurmaya çalışıcam. Eğer bileniniz varsa da bilgilendirebilirsiniz..
25 Aralık 2009 Cuma
Roger Lemerre ve Ümit Özat
Ankaragücü geçtiğimiz günlerde teknik kadro arayışlarında son adımını attı, Roger Lemerre ve Ümit Özat'ı takımın başına getirdi.
Roger Lemerre başarıları şu şekilde;
1998 : Fransa Milli takımında yardımcı antranör olarak Dünya Kupasını kazandı.
2000 : Fransa Milli takımı ile teknik direktör olarak Avrupa Kupasını kazandı.
2004 : Tunus ile Afrika Kupasını kazandı.
Bu tabloya bakınca iyi bir adam gibi gözüküyor ama çevreden aldığım duyumlar bu adamın,gittiği takımdaki ondan bir önceki teknik direktörün bıraktığı kadrodan faydalanmaktan başka birşey yapmadığı yönünde. Ama yine de Ankaragücü için iyi bir adım olduğunu düşünüyorum. Saçma sapan teknik direktörlerden daha iyidir bence. Çünkü anadolu takımları çok acayip bir hale geldi teknik direktör konusunda.Hepsi teknik direktör değiştiriyor ve hep aynı isimler piyasada dönüp dolaşıyor. Bir takımın bıraktığını öbürü alıyor gibi bir döngü var ortada. Ankaragücü'nün böyle bir transfer yapması olumlu bir şey olabilir futbolumuz için.Başkan Gökçek haftalardır arayıp, ince elemiş sık dokumuş Lemerre ve Ümit Özat ikilisini, umarım emeğinin karşılığını alır.
Ümit Özat'ta basın toplantısında şöyle konuşmuş; “Başkanımız Ahmet Gökçek ile 10 yılı aşkın bir süredir tanışıyoruz. Belki çok sık görüşme imkanımız olmuyor, ama her bir araya gelişimizde kaldığımız yerden devam ediyoruz. Başkanımızın gözlerindeki başarıya ulaşma hırsı, Türkiye’ye dönmemde önemli rol oynadı. Türkiye’de yardımcı antrenörlük yapmak istemiyordum. Hocamızın ismi, başarıları ve bana katacakları nedeniyle de bu teklife sıcak baktım. Ankaragücü’nün ve başkanımızın bendeki yeri ayrıdır. Güzel bir başlangıç yapıyoruz, umarım sonu da güzel olur.”
Kaptan Ümit'i biraz tecrübelendikten sonra Fenerbahçe'de görmek isterim.Görevi de; sol kanattan sağ ayakla orta kesicek futbolcu yetiştirmek olsun.Şaka bir tarafa (şakaydı bu!) Kaptana da başarılar diliyorum, yolun açık olsun.
Roger Lemerre başarıları şu şekilde;
1998 : Fransa Milli takımında yardımcı antranör olarak Dünya Kupasını kazandı.
2000 : Fransa Milli takımı ile teknik direktör olarak Avrupa Kupasını kazandı.
2004 : Tunus ile Afrika Kupasını kazandı.
Bu tabloya bakınca iyi bir adam gibi gözüküyor ama çevreden aldığım duyumlar bu adamın,gittiği takımdaki ondan bir önceki teknik direktörün bıraktığı kadrodan faydalanmaktan başka birşey yapmadığı yönünde. Ama yine de Ankaragücü için iyi bir adım olduğunu düşünüyorum. Saçma sapan teknik direktörlerden daha iyidir bence. Çünkü anadolu takımları çok acayip bir hale geldi teknik direktör konusunda.Hepsi teknik direktör değiştiriyor ve hep aynı isimler piyasada dönüp dolaşıyor. Bir takımın bıraktığını öbürü alıyor gibi bir döngü var ortada. Ankaragücü'nün böyle bir transfer yapması olumlu bir şey olabilir futbolumuz için.Başkan Gökçek haftalardır arayıp, ince elemiş sık dokumuş Lemerre ve Ümit Özat ikilisini, umarım emeğinin karşılığını alır.
Ümit Özat'ta basın toplantısında şöyle konuşmuş; “Başkanımız Ahmet Gökçek ile 10 yılı aşkın bir süredir tanışıyoruz. Belki çok sık görüşme imkanımız olmuyor, ama her bir araya gelişimizde kaldığımız yerden devam ediyoruz. Başkanımızın gözlerindeki başarıya ulaşma hırsı, Türkiye’ye dönmemde önemli rol oynadı. Türkiye’de yardımcı antrenörlük yapmak istemiyordum. Hocamızın ismi, başarıları ve bana katacakları nedeniyle de bu teklife sıcak baktım. Ankaragücü’nün ve başkanımızın bendeki yeri ayrıdır. Güzel bir başlangıç yapıyoruz, umarım sonu da güzel olur.”
Kaptan Ümit'i biraz tecrübelendikten sonra Fenerbahçe'de görmek isterim.Görevi de; sol kanattan sağ ayakla orta kesicek futbolcu yetiştirmek olsun.Şaka bir tarafa (şakaydı bu!) Kaptana da başarılar diliyorum, yolun açık olsun.
Teşekkürler Valter Birsa..
Marsilya ve Auxerre arasında oynanan maçtaa "ulan helal olsun be adama" denicek bir olay gerçekleşti.Maçın dakikası 34 suları iken Bakari Kone ve Valter Birsa ikili mücadeleleştiler ve bunu sonunda Kone direk kırmıza kart gördü, hakem 'Auxerre kullan bakayım faulü' derken Brisa kalktı ve ortada faulün olmadığını söyledi, kısaca 'sok o kırmızı kartı cebine' dedi.Futbol camiasından büyük alkış aldı kendisi. Umarım ufakta olsa bir örnek olur bazı futbolcular için (Henry sözüm sana!)
Burada hakemi de kutlamak gerekir, kimi hakemler gibi verdiğim karardan ölsem dönmem tavrı sergilememiş kendisi, doğrusu neyse yapmış.
Burada hakemi de kutlamak gerekir, kimi hakemler gibi verdiğim karardan ölsem dönmem tavrı sergilememiş kendisi, doğrusu neyse yapmış.
Yazıyla ilgili:
Auxerre,
Bakari Kone,
Marsilya,
Valter Birsa
19 Aralık 2009 Cumartesi
Barça napıyosun? Ayıptır..
Bu sezon La Liga, Şampiyonlar Ligi, Kral Kupası, Avrupa Süper Kupası ve İspanya Süper Kupası'nı kazanmıştı Barça.Demek ki adamlara yetmemiş bir de FIFA Kulüplerarası Dünya Kupası'nı aldılar.Bence bu diğer takımlara yapılan ayıptır, seni kınıyorum Barcelona.
Dünkü maçta tabi ki Estudientes'i destekliyordum, Barcelona'yı günahım kadar sevmem(hele İniesta oynamıyorsa nefret ederim).Öne geçtik falan her şey güzel gidiyodu ki 88 de ufacık çocuk çıktı gol attı.Pedro bu sezon şans buldukça bu şansı çok iyi değerlendirdi ama bir şansı da değerlendirme be adam.Atmayıver nolucak yani.Her neyse maç uzatmaya gitti.
Maç boyu normal oyunundan biraz daha durgun gözüken Messi uzatmalarda bir tane iteleyiverdi.Yazık oldu Estudientes'e, en çok da Veron'a..Estudientes'in pili 70li dakikalarda bitti, dayanamadı.
Hali hazırda, bir sezonda müzesine 6 kupa götüren takım bulunmadığından,Barça aldığı bu kupayla rekor kırmış oldu.Bunlar iyi günlerin oğlum Barça, bir gün gelir sen de düşersin.
Dünkü maçta tabi ki Estudientes'i destekliyordum, Barcelona'yı günahım kadar sevmem(hele İniesta oynamıyorsa nefret ederim).Öne geçtik falan her şey güzel gidiyodu ki 88 de ufacık çocuk çıktı gol attı.Pedro bu sezon şans buldukça bu şansı çok iyi değerlendirdi ama bir şansı da değerlendirme be adam.Atmayıver nolucak yani.Her neyse maç uzatmaya gitti.
Maç boyu normal oyunundan biraz daha durgun gözüken Messi uzatmalarda bir tane iteleyiverdi.Yazık oldu Estudientes'e, en çok da Veron'a..Estudientes'in pili 70li dakikalarda bitti, dayanamadı.
Hali hazırda, bir sezonda müzesine 6 kupa götüren takım bulunmadığından,Barça aldığı bu kupayla rekor kırmış oldu.Bunlar iyi günlerin oğlum Barça, bir gün gelir sen de düşersin.
Yazıyla ilgili:
Barcelona,
FIFA Kulüplerarası Dünya Kupası,
Messi
18 Aralık 2009 Cuma
Kura Çekimi
Galatasaray'a zor bir ekip düştü.Aslında geçen sene Atletico'yla karşılaşsaydılar çok daha zor bir kura olucaktı fakat Atl. Mad. 'de bu sene işler yolunda gitmiyor.Yine de kaliteli oyuncuları var, bana göre bu eşleşmede Atletico favori gibi gözüküyor.
Liverpool Unirea ile eşleşince biraz olsun rahatladık, daha zayıf rakipler kaldı diye umduk ama ondan sonra bende bir Everton korkusu başladı neyseki Lille onlardan daha zayıf bir ekipve o bizi buldu.Herta gelsin isterdim ama Lille'de iyidir.
Tam böyle söyleyerek rahatlamaya çalışıyordum ki bizim eşleşmenin tur atlayanı, Liverpool eşleşmesinin tur atlayanıyla eşleşti.Yani Lille'i elersek Liverpool'la karşılaşıcaz.
Herhangi bir Premier Lig ekibi zaten zor bir eşleşme olurdu ama üstüne üstlük Liverpool geldi.Bir şekilde bizim maçta Torres ve Gerrard sakatlanırsa veya kart cezalısı falan olurlarsa tadından yenmez olur.Ama önce şu Lille'i bir eleyelim.Yönetimde bu arada bir iki takviye yapsın takıma, rica ediyorum efendiler; bu takım Selçuk'la, Deniz'le Liverpool karşısına çıkmasın.Aslında sadece Liverpool için değil bu, takım mümkünse Selçuk'la sahaya çıkmasın.
Hayırlı bir kura olmuştur diye umuyorum.
Yazıyla ilgili:
Atletico Madrid,
Avrupa Ligi,
Fenerbahçe,
Galatasaray,
Liverpool
15 Aralık 2009 Salı
Türkiye'den bir yıldız geçti.
Tecrübeli oyuncumuz R.Carlos Corinthians'a resmen transfer oldu. Efsane 3 numara bu sefer 6 numarayı giyecekmiş. Hoşçakal Roberto, herşey için teşekkürler.
Corinthians'ın internet sitesi açılışında,Brezilya formasıyla Ronaldo Roberto'yu öperken ki duygusal an resmedilmiş.
Carlos'un gitmesiyle o bölge Santos ve Vederson'a kaldı.Santos sol bek oynayacağı için seviniyormuş ama ben pek zannetmiyorum, yine sol açıkta yararlanabiliriz kendisinden ama eğer Daum sol açığa Özer'i koyup sol beke de Santos'u yerleştirirse tadından yenmez.Hem bakalım bi esas yerinin sol bek olduğunu söyleyen Andre Santos esas mevkisinde nasıl bir oyun oynayacak.
Yılın Spor Adamı!
İngiltere'de BBC, gelenekselleştirdiği (55yıldır) yılın spor adamı ödülünü 36 yaşındaki Ryan Giggs'e verdi.Giggs oyların %29'unu aldı.Bu ödül sürekli futbolculara verilen bir şey değil, öyle ki 55 yılda sadece 4 futlbolcu aldı ve 5.'de Giggs oldu.Bu ödülü sadece bu sene ki performansıyla aldığı pek söylenemez.Yılların birikmişi olarak bakılabilir olaya, zira kendisi 20 yıldır United'da top koşturuyor, İngiltere'nin bir vefa borcu gibi geldi bana.Sakın yanlış anlama sayın okuyucu, Giggs'e lafım yok, kendisine büyük saygı duyar ellerinden öperim, hala gayet iyi bir futbolcudur.Giggs'ten sonra en çok oy alan sporcular da hemen şuracıkta;
Jenson Button(F1 Dünya Şampiyonu) %18 oy,
Jessica Ennis (Heptatlon Şampiyonu).%15 oy topladı. Bu oyları halkın verdiğini de hatırlatmak gerekir.
İngiltere futbol tarihinin en çok ödül alan oyuncusu Ryan, bu ödülü aldığına şaşırdığını söylemiş (hadi len!).Daha önce bu ödülü alan 4 oyuncu ise: Bobby Moore (1966), Paul Gascoigne (1990), Michael Owen (1998) ve David Beckham (2001).
Her şey iyi hoş da oylamada 3. olan sporcu Jessica Ennis, Heptatlon Şampiyonu'ymuş.Peki nedir bu Heptatlon Şampiyonası, biliyor muyuz?
Benim bildiğim kadarıyla Heptatlon, sporcuların 2 gün içinde 7 ayrı branşta yarışmasıdır.Bu branşlar, 100 metre engelli koşu,yüksek atlama,gülle atma,200 metre koşu,uzun atlama,cirit atma,800 metre koşu...vs 10 parmakta 7 marifet diye kısaca adlandırabiliriz.Zor bir yarıştır ve kazananı can-ı gönülden tabrik ederim.Ennis, gönüllerde yılın spor kadınısın, başımızın üstünde yerin var.
Jenson Button(F1 Dünya Şampiyonu) %18 oy,
Jessica Ennis (Heptatlon Şampiyonu).%15 oy topladı. Bu oyları halkın verdiğini de hatırlatmak gerekir.
İngiltere futbol tarihinin en çok ödül alan oyuncusu Ryan, bu ödülü aldığına şaşırdığını söylemiş (hadi len!).Daha önce bu ödülü alan 4 oyuncu ise: Bobby Moore (1966), Paul Gascoigne (1990), Michael Owen (1998) ve David Beckham (2001).
Her şey iyi hoş da oylamada 3. olan sporcu Jessica Ennis, Heptatlon Şampiyonu'ymuş.Peki nedir bu Heptatlon Şampiyonası, biliyor muyuz?
Benim bildiğim kadarıyla Heptatlon, sporcuların 2 gün içinde 7 ayrı branşta yarışmasıdır.Bu branşlar, 100 metre engelli koşu,yüksek atlama,gülle atma,200 metre koşu,uzun atlama,cirit atma,800 metre koşu...vs 10 parmakta 7 marifet diye kısaca adlandırabiliriz.Zor bir yarıştır ve kazananı can-ı gönülden tabrik ederim.Ennis, gönüllerde yılın spor kadınısın, başımızın üstünde yerin var.
Yazıyla ilgili:
BBC,
Jenson Button,
Jessica Ennis,
Manchester United,
Ryan Giggs
14 Aralık 2009 Pazartesi
Henrik Larsson artık teknik direktör.
Yaklaşık bir buçuk iki ay önce (tam hatırlamıyorum) futbolu bıraktığını açıklayan Larsson,İsveç ikinci lig takımlarından Landskrona'nın başına getirildi.Teknik direktörlük kariyerine ilk adımı attı ve beni çok sevindirdi kendisi, zira futbolculuk yıllarında çok severek takip ederdim, futbolun içinde kalması iyi(en azından benim için).Umarım teknik direktörlüğü de futbolculuğu gibi iyi olacaktır. Hayırlı olsun Henrik, gözümsün.
38 yaşında yaşlı bir oyuncuydu ama şimdi çok genç bir antrenöre dönüştü.Kendisinin futbolculuk kariyerini şöyle bir hatırlamak gerekirse aşağıda hali hazırda var;
Yıl----------Takım----Maç-(Gol)
1988–1992 Högaborg 74 (23)
1992–1993 Helsingborg 52 (48)
1993–1997 Feyenoord 101 (26)
1997–2004 Celtic 221 (174)
2004–2006 Barcelona 40 (13)
2006–2009 Helsingborg 84 (38)
2007 Man U. (kiralık) 7 (1)
Toplam 525 maç (325 gol)
1993–2009 İsveç 106 (37)
Henrikçim hayırlı haberlerini bekliyoruz. Bir çırpıda çıkasın birinci lige göreyim seni.
Naptın Hannover?
Hannover 96, M'Gladbach deplasmanında kendi kalesine ve rakip kaleye toplam 6 gol atarak 5-3 mağlup oldu, yazık oldu.Kendi liginde, kendi kalesine gol atma rekorunu da kırmış oldu böylece.
13 Aralık 2009 Pazar
Hala Madrid..
Dün Fenerbahçe maçından sonra NTV'de Valencia-Real Madrid karşılaşması vardı.Malesef maçı izlerken yorgunluğa yenik düşüp uyumuşum ama Realimiz Madridimiz C.Ronaldosuz kadrosuyla deplasmanda Valencia'yı yenmeyi başarmış, hem de bizim Ankaragücü'nü yendiğimiz skorla.İstatistikler şöyle(kaynak: sporx.com);
Diğer bazı sonuçlar ise şu şekilde olmuş:
İSPANYA
Zaragoza - A.Bilbao 1 - 2
Barcelona - Espanyol 1 - 0
ALMANYA
Hertha BSC - B. Leverkusen 2 - 2
SC Freiburg - 1. FC Köln 0 - 0
Werder Bremen - FC Schalke 04 0 - 2
B. M.gladbach - Hannover 96 5 - 3
1. FC Nürnberg - Hamburger SV 0 - 4
VfL Bochum 1848 - FC B. Münih 1 - 5
1899 Hoffenheim - E. Frankfurt 1 - 1
İNGİLTERE
Stoke City - Wigan 2 - 2
Bolton - M.City 3 - 3
Chelsea - Everton 3 - 3
Tottenham - Wolves 0 - 1
Sunderland - Portsmouth 1 - 1
Birmingham - West Ham 1 - 0
Burnley - Fulham 1 - 1
Hull - Blackburn 0 - 0
M.United - Aston Villa 0 - 1
İTALYA
Cagliari - Napoli 3 - 3
AS Bari - Juventus 3 - 1
Bugün bir de önemli maç; Liverpool ve Arsenal arasında olucak,karşılaşma yaklaşık 1 saat sonra başlayacak.Bu arada StokeCity'nin ilk golünü de Tuncay Şanlı'nın kaydettiğini de hatırlatalım.StokeCity'nin binlerce metre uzaktan yediği gol de görülmeye değer.
12 Aralık 2009 Cumartesi
Teşekkürler Özer Hurmacı.
Daum'un inatla oynatmadığı Özer, oynayınca neler yapabileceğini gösterdi.Takımın, ayağında top tutabilen,çalım deneyen aynı zamanda iyi paslar atan tek adamıydı Özer.
Bütün takım koştu belki ama en faydalı koşan yine Özer oldu.Alex'e yaptığı güzel asist sayesinde de geri düştüğümüz maçta toparlanmamızı sağladı.Artık umarım sürekli maç kadrosuna girer ve kondisyonu da daha üst seviyeye ulaşır, o zaman bir zamanlar Tuncay'ı sevdiğimizden daha çok severiz Özer'i. Tuncay savaştığı için seviliyordu ama ayağında bir basiretsizlik vardı,kaval kemiğiyle falan golleri mevcut kendisinin. Özer, ne yaptığını biliyor ve hakikaten yetenekli, tabi kullanmayı bilene.
Dünkü maç için aklımda kalanlar şöyle;
Selçuk ve Güiza üst düzey yeteneksiz oyuncular.Takımdan gönderilmeleri için daha ne yapmaları gerekiyor anlamıyorum.Bir pozisyonda Volkan ileri çıkıp topu uzaklaştırmak istedi, ceza sahasının önüne kadar çıktı ve vurdu topa, bilin bakalım top kime geldi? Evet Selçuk'a..ve kendisi topu tekrar ceza sahası çizgisindeki Volkan'a yerden zayıf bir pasla yollayarak yüreğimi ağzıma getirdi, öyle ki yüreğimle küfür ettim kendisine.Ayıptır Selçuk ne yapıyorsun?Sen niye yıllardır bu takımdasın?Niye iyi oyuncuymuşsun gibi seninle habire sözleşme imzalıyor bu yönetim?Ya arkadaş pas atmayı bilmeyen ortasaha oyuncusu mu olur?Sadece bu pozisyon için değil tabi ki,hatalar her zaman olur ama Selçuk her zaman böyle.Sadece Galatasaray maçlarında iyi oynayabiliyor sağolsun.
Güiza ile ilgili izlenimlerimi daha önce belirtmiştim.Dün birşeyler için çabaladı yine, koştu veya koştuğunu sandı çünkü genelde boş koşulardı bunlar.Klasik olarak karşı karşıya goller kaçırdi, isabetsiz paslar verdi falan filan.Yine kötüydü anlayacağınız ama kötü olması çabalamamasından değil de yeteneksiz olduğundan diye zannediyorum.Her neyse bu kadar kötü oynayan bir adam 1gol ve 1 asist yaptı, bu da enteresan.Hadi oğlum Semih al aşağı Güiza'yı(Resimde öyle bir görüntü var).
Daum beni yine korkuttu.Şu çift ön libero olayından vaz geçemiyor kendisi ve maça da öyle başladı.İlk yarı yine kötü oyun oynadık.Benim anlamadığım birşey var; defans ile önliberolar biz ataktayken geriye yaslanıyorlar ve atağı az adamla yapmak durumunda kalıyoruz.Dikkat ettiyseniz ilk yarıda Fenerbahçe 3 adamla atak yapıyordu.Bu hep böyle oldu ama kenardan bir adam da demez mi arkadaş, "bu diziliş yanlış gibi lan, bi iki ayar mı çeksek napsak?" diye düşünmez mi?Neyseki geriye düştük de Daum işlerin boka sarıcağını anladı ve öyle bir düşünce sundu ortaya.Geriye düşmesek durum aynıydı, mesela berabere olsa skor, bu Daum için yeterli gibiydi.Ama ikinci yarıda tahmin etmediğim şekilde oyuna müdehale etti Daum ve çift santrafor, arkasına Alex'i koydu ve Özer'in çabalarıyla aldık maçı.Daum'un en önemli hamlesi Selçuk'u çıkarmak oldu, böylece takım biraz daha pas yapar hale geldi.
Dün Sayın Rıdvan Dilmen, Gökhan Gönül için "Bir sağ açık oyuncusu gibi sürekli atağa çıkıyor ve Fenerbahçe'nin yediği goller hep onun boşluğundan kaynaklandı.Enerjisini tasarruflu kullanmalı artık."dedi ve bunun üzerinde baya durdu.Haklı olabilir ama hücuma çıkan başka oyuncu yok ki sayın Rıdvan.Görüyoruz oyuncular birbirinden kopuk, topu alan ileri doğru koşuyor ya da uzun oynuyor ve kaybediyor topu.Bence Gökhan'da bu eksikliği görerek sürekli ileriye çıktı.Haklı bir çaba sarf etti ve dün sahanın en iyilerindendi yine.Ama Rıdvan'da haklı tabiki.Benim bahsettiğim oyuncular arasındaki kopukluklar tamamen, oyunu Selçuk-Baroni ikilisinin kurdumasından kaynaklanıyor ve biraz da dizilişten.
Kısaca dün 2. yarıda takım toparlandı ve yer yer iyi de oynadı ama yine çok pozisyon verdik.Emre'nin artık takıma dönmesi gerekiyor.Özer'i bir de Emre'nin oynadığı maçta izlemek isterim.Umarım Daum artık formayı hak edene verir.
Ve Volkan Demirel'in maçtan sonra taraftarlara seslenişi: ''Onlardan rica ediyorum, hatta onlara yalvarıyorum, bir daha bizi yalnız bırakmasınlar''. Olur mu Volkan..Görmüyor musun? Bilmem kaç bin Fenercell'li ve 110 bin Fenerbahçe Kartlı hep yanınızda (!!),takma kafana o kadar.
Takımlar O P
1 Fenerbahçe 16 34
2 Galatasaray 16 33
3 Kayserispor 15 31
4 Beşiktaş 15 31
5 Bursaspor 15 29
6 G.Birligi 15 25
7 Trabzonspor 15 24
8 Eskişehirspor 15 24
9 İstanbul BB 15 23
10 Antalyaspor 16 21
11 G.Antep 15 20
12 Manisaspor 15 17
13 Ankaragücü 16 17
14 Kasımpaşa 15 16
15 Diyarbakırspor 15 16
16 Sivasspor 15 11
17 Denizlispor 15 7
18 Ankaraspor 15 0
Bugünün programı ise şöyle;
G.Birligi - G.Antep 13:30
Diyarbakırspor - Kasımpaşa 13:30
Sivasspor - Eskişehirspor 13:30
İstanbul BB - Kayserispor 13:30
Denizlispor - Trabzonspor 16:00
Manisaspor - Beşiktaş 20:00
Bursa hükmen galip.
İlk yarının bitmesine 1 maç kaldı, Türkiye Kupası maçları başlayacak artık.Yönetim hadi birşeyler yap, al eline bir kalem kağıt alınacaklar listesi yap.Yoksa yine kupasız kalıcaz.
Bütün takım koştu belki ama en faydalı koşan yine Özer oldu.Alex'e yaptığı güzel asist sayesinde de geri düştüğümüz maçta toparlanmamızı sağladı.Artık umarım sürekli maç kadrosuna girer ve kondisyonu da daha üst seviyeye ulaşır, o zaman bir zamanlar Tuncay'ı sevdiğimizden daha çok severiz Özer'i. Tuncay savaştığı için seviliyordu ama ayağında bir basiretsizlik vardı,kaval kemiğiyle falan golleri mevcut kendisinin. Özer, ne yaptığını biliyor ve hakikaten yetenekli, tabi kullanmayı bilene.
Dünkü maç için aklımda kalanlar şöyle;
Selçuk ve Güiza üst düzey yeteneksiz oyuncular.Takımdan gönderilmeleri için daha ne yapmaları gerekiyor anlamıyorum.Bir pozisyonda Volkan ileri çıkıp topu uzaklaştırmak istedi, ceza sahasının önüne kadar çıktı ve vurdu topa, bilin bakalım top kime geldi? Evet Selçuk'a..ve kendisi topu tekrar ceza sahası çizgisindeki Volkan'a yerden zayıf bir pasla yollayarak yüreğimi ağzıma getirdi, öyle ki yüreğimle küfür ettim kendisine.Ayıptır Selçuk ne yapıyorsun?Sen niye yıllardır bu takımdasın?Niye iyi oyuncuymuşsun gibi seninle habire sözleşme imzalıyor bu yönetim?Ya arkadaş pas atmayı bilmeyen ortasaha oyuncusu mu olur?Sadece bu pozisyon için değil tabi ki,hatalar her zaman olur ama Selçuk her zaman böyle.Sadece Galatasaray maçlarında iyi oynayabiliyor sağolsun.
Güiza ile ilgili izlenimlerimi daha önce belirtmiştim.Dün birşeyler için çabaladı yine, koştu veya koştuğunu sandı çünkü genelde boş koşulardı bunlar.Klasik olarak karşı karşıya goller kaçırdi, isabetsiz paslar verdi falan filan.Yine kötüydü anlayacağınız ama kötü olması çabalamamasından değil de yeteneksiz olduğundan diye zannediyorum.Her neyse bu kadar kötü oynayan bir adam 1gol ve 1 asist yaptı, bu da enteresan.Hadi oğlum Semih al aşağı Güiza'yı(Resimde öyle bir görüntü var).
Daum beni yine korkuttu.Şu çift ön libero olayından vaz geçemiyor kendisi ve maça da öyle başladı.İlk yarı yine kötü oyun oynadık.Benim anlamadığım birşey var; defans ile önliberolar biz ataktayken geriye yaslanıyorlar ve atağı az adamla yapmak durumunda kalıyoruz.Dikkat ettiyseniz ilk yarıda Fenerbahçe 3 adamla atak yapıyordu.Bu hep böyle oldu ama kenardan bir adam da demez mi arkadaş, "bu diziliş yanlış gibi lan, bi iki ayar mı çeksek napsak?" diye düşünmez mi?Neyseki geriye düştük de Daum işlerin boka sarıcağını anladı ve öyle bir düşünce sundu ortaya.Geriye düşmesek durum aynıydı, mesela berabere olsa skor, bu Daum için yeterli gibiydi.Ama ikinci yarıda tahmin etmediğim şekilde oyuna müdehale etti Daum ve çift santrafor, arkasına Alex'i koydu ve Özer'in çabalarıyla aldık maçı.Daum'un en önemli hamlesi Selçuk'u çıkarmak oldu, böylece takım biraz daha pas yapar hale geldi.
Dün Sayın Rıdvan Dilmen, Gökhan Gönül için "Bir sağ açık oyuncusu gibi sürekli atağa çıkıyor ve Fenerbahçe'nin yediği goller hep onun boşluğundan kaynaklandı.Enerjisini tasarruflu kullanmalı artık."dedi ve bunun üzerinde baya durdu.Haklı olabilir ama hücuma çıkan başka oyuncu yok ki sayın Rıdvan.Görüyoruz oyuncular birbirinden kopuk, topu alan ileri doğru koşuyor ya da uzun oynuyor ve kaybediyor topu.Bence Gökhan'da bu eksikliği görerek sürekli ileriye çıktı.Haklı bir çaba sarf etti ve dün sahanın en iyilerindendi yine.Ama Rıdvan'da haklı tabiki.Benim bahsettiğim oyuncular arasındaki kopukluklar tamamen, oyunu Selçuk-Baroni ikilisinin kurdumasından kaynaklanıyor ve biraz da dizilişten.
Kısaca dün 2. yarıda takım toparlandı ve yer yer iyi de oynadı ama yine çok pozisyon verdik.Emre'nin artık takıma dönmesi gerekiyor.Özer'i bir de Emre'nin oynadığı maçta izlemek isterim.Umarım Daum artık formayı hak edene verir.
Ve Volkan Demirel'in maçtan sonra taraftarlara seslenişi: ''Onlardan rica ediyorum, hatta onlara yalvarıyorum, bir daha bizi yalnız bırakmasınlar''. Olur mu Volkan..Görmüyor musun? Bilmem kaç bin Fenercell'li ve 110 bin Fenerbahçe Kartlı hep yanınızda (!!),takma kafana o kadar.
Takımlar O P
1 Fenerbahçe 16 34
2 Galatasaray 16 33
3 Kayserispor 15 31
4 Beşiktaş 15 31
5 Bursaspor 15 29
6 G.Birligi 15 25
7 Trabzonspor 15 24
8 Eskişehirspor 15 24
9 İstanbul BB 15 23
10 Antalyaspor 16 21
11 G.Antep 15 20
12 Manisaspor 15 17
13 Ankaragücü 16 17
14 Kasımpaşa 15 16
15 Diyarbakırspor 15 16
16 Sivasspor 15 11
17 Denizlispor 15 7
18 Ankaraspor 15 0
Bugünün programı ise şöyle;
G.Birligi - G.Antep 13:30
Diyarbakırspor - Kasımpaşa 13:30
Sivasspor - Eskişehirspor 13:30
İstanbul BB - Kayserispor 13:30
Denizlispor - Trabzonspor 16:00
Manisaspor - Beşiktaş 20:00
Bursa hükmen galip.
İlk yarının bitmesine 1 maç kaldı, Türkiye Kupası maçları başlayacak artık.Yönetim hadi birşeyler yap, al eline bir kalem kağıt alınacaklar listesi yap.Yoksa yine kupasız kalıcaz.
10 Aralık 2009 Perşembe
Çölde bir baha gibi.
Ronaldinho İngiltere'nin 'World Soccer' dergisi tarafından son 10 yılın en iyi futbolcusu seçilmiş.Bu ödül 2000-2009 yılları arasıda verilen okuyucu oylarına bakılarak verilmiş.
Ayrıca bu senenin en iyi oyuncusu Messi, en iyi teknik direktörü Guardiola, en iyi takımı ise Barcelona seçilmiş.
Oy verenlerin alayı katalan heralde.
Yazıyla ilgili:
Barcelona,
Guardiola,
Messi,
Ronaldinho,
World Soccer
9 Aralık 2009 Çarşamba
Gruplarda son görünüm.
Gruplardan çıkan takımlar:
A Grubu: Bordeaux, Bayern Münih
B Grubu: Manchester United, CSKA Moskova
C Grubu: Real Madrid, Milan
D Grubu: Chelsea, Porto
E Grubu: Fiorentina, Lyon
F Grubu: Barcelona, Inter
H Grubu: Arsenal, Olimpiakos
UEFA Avrupa Ligi'ne katılacak takımlar::
A Grubu: Juventus
B Grubu: Wolfsburg
C Grubu: Marsilya
D Grubu: Atletico Madrid
E Grubu: Liverpool
F Grubu: Rubin Kazan
G Grubu: Unirea Urziceni
H Grubu: Standart Liege
Juventus, Liverpool, Atletico Madrid, Wolfsburg, Marsilya gibi takımlar Avrupa Liginde.... Evet sıçtık.Hepsi için olmasa bile Liverpool ve Juve ile mümkün olabilecek en geç zamanda karşılaşmak hayırlı olur.Gerçi geçen sene Milan'da UEFA'daydı fakat bir anda eleniverdiler.Belki de büyük takımlar UEFA'yı fazla takmıyorlardır ama zannetmiyorum.Hiç birşey olmasa Süper Kupa için kazanılabilir bir kupa.Sonumuz hayır olsun..
Bu arada CSKA'nın turnuvadan ihracı söz konusu değilmiş.Doping dedikleri de hastalık için kullandıkları bir ilaçmış fakat talihsizlik olmalı ki ilaç o maddeyi içeriyormuş, artık hangi maddeyse.
Standart Liege' de forma giyen Türk kaleci Sinan Bolat'a da son dakika da attığı golden ötürü tebriklerimizi sunuyoruz.Bu gol Şampiyonlar Ligi'nde süre işlerken(penaltıdan falan olmayan) atılan ilk kaleci golü de olmuş.Güzel birşey. Hazır Transfer sezonu da yaklaştı, gazetecilere malzeme düştü böylece.Sinan Bolat Fener'e göz kırptı, G.Saray'a beni alın dedi, Sinan:"Doğuştan Trabzonsporluyum."... vb.Attığı gol takımının avrupada kalmasını sağladı.Hatırlarsınız daha önce de bir penaltı kurtararak şampiyonluk için play-off hakkı getirmişti takımı S.Liege'e.Ve kendileri de o sene şampiyon olmuşlar idi.BşArılarının devamını dileriz.
Panathinaikos Teknik Direktörü Ten Zate'nin kovulduğu haberiden de eksik olmayalım.
A Grubu: Bordeaux, Bayern Münih
B Grubu: Manchester United, CSKA Moskova
C Grubu: Real Madrid, Milan
D Grubu: Chelsea, Porto
E Grubu: Fiorentina, Lyon
F Grubu: Barcelona, Inter
H Grubu: Arsenal, Olimpiakos
UEFA Avrupa Ligi'ne katılacak takımlar::
A Grubu: Juventus
B Grubu: Wolfsburg
C Grubu: Marsilya
D Grubu: Atletico Madrid
E Grubu: Liverpool
F Grubu: Rubin Kazan
G Grubu: Unirea Urziceni
H Grubu: Standart Liege
Juventus, Liverpool, Atletico Madrid, Wolfsburg, Marsilya gibi takımlar Avrupa Liginde.... Evet sıçtık.Hepsi için olmasa bile Liverpool ve Juve ile mümkün olabilecek en geç zamanda karşılaşmak hayırlı olur.Gerçi geçen sene Milan'da UEFA'daydı fakat bir anda eleniverdiler.Belki de büyük takımlar UEFA'yı fazla takmıyorlardır ama zannetmiyorum.Hiç birşey olmasa Süper Kupa için kazanılabilir bir kupa.Sonumuz hayır olsun..
Bu arada CSKA'nın turnuvadan ihracı söz konusu değilmiş.Doping dedikleri de hastalık için kullandıkları bir ilaçmış fakat talihsizlik olmalı ki ilaç o maddeyi içeriyormuş, artık hangi maddeyse.
Standart Liege' de forma giyen Türk kaleci Sinan Bolat'a da son dakika da attığı golden ötürü tebriklerimizi sunuyoruz.Bu gol Şampiyonlar Ligi'nde süre işlerken(penaltıdan falan olmayan) atılan ilk kaleci golü de olmuş.Güzel birşey. Hazır Transfer sezonu da yaklaştı, gazetecilere malzeme düştü böylece.Sinan Bolat Fener'e göz kırptı, G.Saray'a beni alın dedi, Sinan:"Doğuştan Trabzonsporluyum."... vb.Attığı gol takımının avrupada kalmasını sağladı.Hatırlarsınız daha önce de bir penaltı kurtararak şampiyonluk için play-off hakkı getirmişti takımı S.Liege'e.Ve kendileri de o sene şampiyon olmuşlar idi.BşArılarının devamını dileriz.
Panathinaikos Teknik Direktörü Ten Zate'nin kovulduğu haberiden de eksik olmayalım.
8 Aralık 2009 Salı
İlk gün sonuçlerı pek tahmin ettiğim gibi olmadı.APOEL deplasmanda 2-2 berabere kaldı, juve evinde 4 yedi,Man Utd o kadar eksik defansa rağmen 3 attı,Zürich,formda Milan'ı durdurmayı başardı, Atletico Madrid evinde 3 yedi, Beşiktaş ise tam bir puan alıyor,(tahminim tutuyor uleeyyn) diye sevinirken son dakikada golü yedi.Bir tek Real Madrid maçını doğru tahmin etmişim, Teşekkürler R.Madrid yüzümü kara çıkarmadın.Yaptığım tahminlere iddaa oynamadım tabiki, öyle bir izlenim veriyorum gibi geldi de. yok öyle birşey.
8 tane takım şampiyonlar liginde yolunu buldu, 4 tanesi UEFA'yla teselli oldu,Bugün bir 8 tane daha şampiyonlar liginde yola devam edicek ve 4 tane daha UEFA'ya şükredicek.Dünün sonuçları şöyle:
A GRUBU
Juventus -Bayern Münih : 1-4 / Trezeguet dk14', Olic dk51',Gomez dk83',Tymoschuk dk90' /
Maccabi Haifa -Girondins Bordeaux : 0-1 / Jussiê Vieira dk13' /
B GRUBU
VfL Wolfsburg -Manchester United: 1-3 / M.Owen dk (43', 83', 90') , Edin Dzeko dk56' /
Beşiktaş -CSKA Moskova : 1-2 / Kresic dk41', Bobo dk86', Aldonin dk90' /
C GRUBU
FC Zürih -AC Milan : 1-1 / Gajic dk30' , Ronaldinho dk64' /
Olympique Marsilya -Real Madrid : 1-3 / C.Ronaldo dk(5'-80') ,Luis Gonzales dk11' ,R.Albiol dk60' /
D GRUBU
Chelsea -APOEL : 2-2 / Zewlakow dk6',Essien dk19',Drogba dk26',Mİrosavljevıc dk87' /
Atletico Madrid -FC Porto : 0-3 / Bruno Alves dk2', Falcao dk14', Hulk dk76' /
Bugünün karşılaşmalrı ise şöyle olacak:
DYNAMO KIEV - BARCELONA
INTER - RUBIN KAZAN
LIVERPOOL - FIORENTINA
LYON - DEBRECENI
OLYMPIAKOS - ARSENAL
SEVILLA - RANGERS
STANDARD LIEGE - ALKMAAR
STUTTGART - UNIREA URZICENI
8 tane takım şampiyonlar liginde yolunu buldu, 4 tanesi UEFA'yla teselli oldu,Bugün bir 8 tane daha şampiyonlar liginde yola devam edicek ve 4 tane daha UEFA'ya şükredicek.Dünün sonuçları şöyle:
A GRUBU
Juventus -Bayern Münih : 1-4 / Trezeguet dk14', Olic dk51',Gomez dk83',Tymoschuk dk90' /
Maccabi Haifa -Girondins Bordeaux : 0-1 / Jussiê Vieira dk13' /
B GRUBU
VfL Wolfsburg -Manchester United: 1-3 / M.Owen dk (43', 83', 90') , Edin Dzeko dk56' /
Beşiktaş -CSKA Moskova : 1-2 / Kresic dk41', Bobo dk86', Aldonin dk90' /
C GRUBU
FC Zürih -AC Milan : 1-1 / Gajic dk30' , Ronaldinho dk64' /
Olympique Marsilya -Real Madrid : 1-3 / C.Ronaldo dk(5'-80') ,Luis Gonzales dk11' ,R.Albiol dk60' /
D GRUBU
Chelsea -APOEL : 2-2 / Zewlakow dk6',Essien dk19',Drogba dk26',Mİrosavljevıc dk87' /
Atletico Madrid -FC Porto : 0-3 / Bruno Alves dk2', Falcao dk14', Hulk dk76' /
Bugünün karşılaşmalrı ise şöyle olacak:
DYNAMO KIEV - BARCELONA
INTER - RUBIN KAZAN
LIVERPOOL - FIORENTINA
LYON - DEBRECENI
OLYMPIAKOS - ARSENAL
SEVILLA - RANGERS
STANDARD LIEGE - ALKMAAR
STUTTGART - UNIREA URZICENI
Yazıyla ilgili:
Beware of the Football,
Şampiyonlar Ligi
7 Aralık 2009 Pazartesi
Gruplarda son tren.
(Resime tıklayıız..Kocaman, çarşaf gibi olduğundan sığmadı)
Bilindiği üzere bu ve yarın akşam Şampiyonlar Ligi gruplarının son maçları yapılacak.Gruplardaki durumlar şöyle:
A Grubu B Grubu
1 Bordeaux 13 1 Man.Utd 10
2 Juventus 8 2 VfLWolfsburg 7
3 FC B. Münih 7 3 CSKA Moskova 7
4 Maccabi Haifa 0 4 Beşiktaş 4
C Grubu D Grubu
1 R. Madrid 10 1 Chelsea 13
2 Milan 8 2 Porto 9
3 Marsilya 7 3 Atletico Mad. 3
4 Zurich 3 4 APOEL 2
E Grubu F Grubu
1 Fiorentina 12 1 Barcelona 8
2 Lyon 10 2 İnter 6
3 Liverpool 7 3 Rubin 6
4 Debreceni 0 4 Dynamo K. 5
G Grubu H Grubu
1 Sevilla 10 1 Arsenal 13
2 Unirea Urzic. 8 2 Olympiakos 7
3 VfB Stuttgart 6 3 Standard 4
4 Rangers 2 4 AZ Alkmaar 3
A Grubunda Bordeaux 1. çıkmayı garantiledi.Juventus-Bayern München şampiyonlar liginde kalabilmek için savaşacaklar.Juventus'a beraberlik yetiyor ve maç evlerinde olduğundan gayet avantajlı pozisyondalar.Fakat Bayern'de de Robben-Ribery ikilisi var.Büyük ihtimalle Juve alır, seyri güzel bir maç olması bizim için daha iyi olur.
B Grubunda United,Wolfsburg ile deplasmanda karşılaşacak.United'ın en büyük sorunu defans, zira bu maç için kadroda bulunan tek defans oyuncusu P.Evra gibi gözüküyor.Vidic-Ferdinand-O'Shea-Evans-G.Neville-Wes Brown salgın gibi bir sakatlıkta bulmuşlar kendilerini.Aynı zamanda Rooney ve Berbatov da Almanya'ya gitmeyen futbolcular arasında.Forvet için kadroda bulunan isimler Owen ve Welbeck.Defansın ortasında Carrick-Fletcher ikilisi oynayabilir ve eğer onlar defansa geçerse ortasaha kurgusu nasıl olur görücez bu akşam.Grubun diğer maçı bu maçtan daha kritik;
Beşiktaş evinde CSKA Moskova'yı ağırlıyacak.CSKA'nın durumu ilginç.3 ihtimal de açık kendilerine.Şampiyonlar Liginde de kalabilirler, UEFA'da olur ve direk sonuncu da olabilirler.Beşiktaş ise UEFA'ya gitme çabasında.Bana göre CSKA İnönü'de puan kaybedecektir ama yenilir mi berabere mi kalır bilemiyorum.Beşiktaş formdaydı (son maç hariç), ama formdayken dahi forvetleri son derece etkisizdi.Diğer yandan CSKA pek iyi bir takım değil bana göre.
Yine Rüştü'nün her yerinden öpülecek bir maç olabilir, izleyecekleri uyarmakta fayda var.
C Grubunda Zürich, Milan'ı ağırlayacak.Milan grubun en güçsüzü Zürich'e karşı zorlanmaz sanıyorum. Marsilya ise Real Madrid'i ağırlayacak.Marsilya sonuna kadar şansını zorlayacaktır fakat karşısındaki de Real Madrid. R.Madrid'e maçta bazen,konsantre kaybı mıdır telaş mıdır bilemiyorum, birşeyler oluyor ve gol yiyerek gösteriyorlar bu durumu.Son lig maçında da bu böyleydi.Bernabeu'da 1-0 öndeydiler ve rakip Almeira bir anda üstlerine gelerek 2 gol buldu.Madrid 2- 1 geri düştü.Sonra bir toparlanma oldu ve 4-2 aldı maçı Madrid(baya iyi toparlanmışlar).Marsilya iyi bir takım, ve yine böyle konsantre eksikliği çekerlerse sonuç bu kadar iyi olmayabilir.Yine de Favori tabi ki Real Madrid.Başarılar diliyoruz Madrid'imize.
D Grubu son maçlar oynanırken en stressiz grup olucak gibi.Grup 1. ve 2.'leri belli.Aslında 3.'de belli; Atl.Madrid.Çünkü APOEL Stamford Bridge'de Chelsea'ye konuk olacak.Eğer Chelsea reserve takımıyla dahi çıksa maçı alacaktır ki zannetmiyorum öyle birşey olacağını.
Atletico Madrid ise Vicente Calderon'da Porto'yu ağırlayacak.Bu sene öncekinden daha kötü Atl.Madrid fakat bu maçı kazanıcak gibi.Son lig maçında da Forlan ve Agüera'nın birer golü ve bir çok kaçırdığı ile Xerez'i deplasmanda 2-0 yendiler.İyiye işaret olabilir,en azından ben öyle umuyorum.Sanada başarılar Atletico Madrid.
Bu akşam A.B.C.D gruplarının son şekilleri belli olucak geri kalanı da yarın. Beşiktaş maçı bilet fiyatlarını aşağıda göreceksiniz.İyi seyirler herkese..
VIP Üst B-E..........: 650 TL
VIP Üst A-F..........: 450 TL
VIP Alt A-F..........: 250 TL
VIP Alt B-E..........: 320 TL
VIP Alt C-D..........: 400 TL
Numaralı Orta........: 250 TL
Numaralı Kenar.......: 225 TL
Kapalı Üst...........: 200 TL
Kapalı Alt...........: 175 TL
Yeni ve Eski Açık....: 60 TL
Bilindiği üzere bu ve yarın akşam Şampiyonlar Ligi gruplarının son maçları yapılacak.Gruplardaki durumlar şöyle:
A Grubu B Grubu
1 Bordeaux 13 1 Man.Utd 10
2 Juventus 8 2 VfLWolfsburg 7
3 FC B. Münih 7 3 CSKA Moskova 7
4 Maccabi Haifa 0 4 Beşiktaş 4
C Grubu D Grubu
1 R. Madrid 10 1 Chelsea 13
2 Milan 8 2 Porto 9
3 Marsilya 7 3 Atletico Mad. 3
4 Zurich 3 4 APOEL 2
E Grubu F Grubu
1 Fiorentina 12 1 Barcelona 8
2 Lyon 10 2 İnter 6
3 Liverpool 7 3 Rubin 6
4 Debreceni 0 4 Dynamo K. 5
G Grubu H Grubu
1 Sevilla 10 1 Arsenal 13
2 Unirea Urzic. 8 2 Olympiakos 7
3 VfB Stuttgart 6 3 Standard 4
4 Rangers 2 4 AZ Alkmaar 3
A Grubunda Bordeaux 1. çıkmayı garantiledi.Juventus-Bayern München şampiyonlar liginde kalabilmek için savaşacaklar.Juventus'a beraberlik yetiyor ve maç evlerinde olduğundan gayet avantajlı pozisyondalar.Fakat Bayern'de de Robben-Ribery ikilisi var.Büyük ihtimalle Juve alır, seyri güzel bir maç olması bizim için daha iyi olur.
B Grubunda United,Wolfsburg ile deplasmanda karşılaşacak.United'ın en büyük sorunu defans, zira bu maç için kadroda bulunan tek defans oyuncusu P.Evra gibi gözüküyor.Vidic-Ferdinand-O'Shea-Evans-G.Neville-Wes Brown salgın gibi bir sakatlıkta bulmuşlar kendilerini.Aynı zamanda Rooney ve Berbatov da Almanya'ya gitmeyen futbolcular arasında.Forvet için kadroda bulunan isimler Owen ve Welbeck.Defansın ortasında Carrick-Fletcher ikilisi oynayabilir ve eğer onlar defansa geçerse ortasaha kurgusu nasıl olur görücez bu akşam.Grubun diğer maçı bu maçtan daha kritik;
Beşiktaş evinde CSKA Moskova'yı ağırlıyacak.CSKA'nın durumu ilginç.3 ihtimal de açık kendilerine.Şampiyonlar Liginde de kalabilirler, UEFA'da olur ve direk sonuncu da olabilirler.Beşiktaş ise UEFA'ya gitme çabasında.Bana göre CSKA İnönü'de puan kaybedecektir ama yenilir mi berabere mi kalır bilemiyorum.Beşiktaş formdaydı (son maç hariç), ama formdayken dahi forvetleri son derece etkisizdi.Diğer yandan CSKA pek iyi bir takım değil bana göre.
Yine Rüştü'nün her yerinden öpülecek bir maç olabilir, izleyecekleri uyarmakta fayda var.
C Grubunda Zürich, Milan'ı ağırlayacak.Milan grubun en güçsüzü Zürich'e karşı zorlanmaz sanıyorum. Marsilya ise Real Madrid'i ağırlayacak.Marsilya sonuna kadar şansını zorlayacaktır fakat karşısındaki de Real Madrid. R.Madrid'e maçta bazen,konsantre kaybı mıdır telaş mıdır bilemiyorum, birşeyler oluyor ve gol yiyerek gösteriyorlar bu durumu.Son lig maçında da bu böyleydi.Bernabeu'da 1-0 öndeydiler ve rakip Almeira bir anda üstlerine gelerek 2 gol buldu.Madrid 2- 1 geri düştü.Sonra bir toparlanma oldu ve 4-2 aldı maçı Madrid(baya iyi toparlanmışlar).Marsilya iyi bir takım, ve yine böyle konsantre eksikliği çekerlerse sonuç bu kadar iyi olmayabilir.Yine de Favori tabi ki Real Madrid.Başarılar diliyoruz Madrid'imize.
D Grubu son maçlar oynanırken en stressiz grup olucak gibi.Grup 1. ve 2.'leri belli.Aslında 3.'de belli; Atl.Madrid.Çünkü APOEL Stamford Bridge'de Chelsea'ye konuk olacak.Eğer Chelsea reserve takımıyla dahi çıksa maçı alacaktır ki zannetmiyorum öyle birşey olacağını.
Atletico Madrid ise Vicente Calderon'da Porto'yu ağırlayacak.Bu sene öncekinden daha kötü Atl.Madrid fakat bu maçı kazanıcak gibi.Son lig maçında da Forlan ve Agüera'nın birer golü ve bir çok kaçırdığı ile Xerez'i deplasmanda 2-0 yendiler.İyiye işaret olabilir,en azından ben öyle umuyorum.Sanada başarılar Atletico Madrid.
Bu akşam A.B.C.D gruplarının son şekilleri belli olucak geri kalanı da yarın. Beşiktaş maçı bilet fiyatlarını aşağıda göreceksiniz.İyi seyirler herkese..
VIP Üst B-E..........: 650 TL
VIP Üst A-F..........: 450 TL
VIP Alt A-F..........: 250 TL
VIP Alt B-E..........: 320 TL
VIP Alt C-D..........: 400 TL
Numaralı Orta........: 250 TL
Numaralı Kenar.......: 225 TL
Kapalı Üst...........: 200 TL
Kapalı Alt...........: 175 TL
Yeni ve Eski Açık....: 60 TL
6 Aralık 2009 Pazar
tuhaf
Takımlar-----------O -- P
1 Kayserispor-----15-- 31
2 Fenerbahçe -----15-- 31
3 Beşiktaş---------15-- 31
4 Galatasaray------15-- 30
5 Bursaspor-------15-- 29
6 G.Birligi---------15 --25
7 Trabzonspor----15 --24
8 Eskişehirspor----15-- 24
9 İstanbul BB------15-- 23
10 Antalyaspor----15-- 21
11 G.Antep-------15 --20
12 Ankaragücü----15 --17
13 Manisaspor----15-- 17
14 Kasımpaşa-----15-- 16
15 Diyarbakırspor-15 --16
16 Sivasspor-------15 --11
17 Denizlispor------15-- 7
18 Ankaraspor------15 --0
1 Kayserispor-----15-- 31
2 Fenerbahçe -----15-- 31
3 Beşiktaş---------15-- 31
4 Galatasaray------15-- 30
5 Bursaspor-------15-- 29
6 G.Birligi---------15 --25
7 Trabzonspor----15 --24
8 Eskişehirspor----15-- 24
9 İstanbul BB------15-- 23
10 Antalyaspor----15-- 21
11 G.Antep-------15 --20
12 Ankaragücü----15 --17
13 Manisaspor----15-- 17
14 Kasımpaşa-----15-- 16
15 Diyarbakırspor-15 --16
16 Sivasspor-------15 --11
17 Denizlispor------15-- 7
18 Ankaraspor------15 --0
Daha rezil futbol oynanan bir yer var mı bildiğin?
Açık bir şey var ki Aragones döneminden daha kötüyüz son 5 maçtır(ligde), hatta çok daha kötüyüz.
Aragones'in ortasahasında; Selçuk, Deniz, Josico, Maldonado, Uğur gibi adamlar vardı.Fakat Daum'un eline Andre Santos, Mehmet Topuz, C.Baroni, Özer verildi.Aragones'in ortasahasına göre baya büyük bir değişim, olumlu yönde.Daum daha iyi kadroya sahipti ve iyi başladı lige, ama vakit geçtikçe baktık gördük ki iyi başlayan Daum değil, futbolcuların ve başkanın hırsıymış.Daum çok düz bir adam,bunu yine ispatladı.Aragones'in taktiğinden hiçbirşey değiştirmedi adam.Her maç aynı şeyler, takım pas yapamıyor, atak düşünemiyor, forvet-ortasaha arasında bağlantı yok, aynı şekilde ortasaha-defans arasında da bağlantı yok.Oynadığımız futbol langırttan farksız ve kenarda her maçımızı en ön sıradan izleyen bir Daum var.Pır pır yok Daum pırpır yok..Zaten senin pırpıra mecalinde yok.Dün maç sonrası şu sözleri sarf etmiş kendisi:
"Eskişehirspor maçında oynadığımız oyun en azından bir puan almamızı gerektiriyordu. Özellikle kanatlardan daha çok atak yapıp gol pozisyonu yaratmamız gerekiyordu. Son haftalarda düşüşteyiz, bunu biliyoruz. Önümüzdeki maçta bir çıkış yakalamamız gerekiyor. İyi mücadele edip, çalışarak, önümüzdeki maçlarda galip gelmeliyiz. İlk yarıda iyi bir pozisyonumuz vardı. Fazla pozisyon üretemedik, ancak rakibe de fazla pozisyon vermedik. Eskişehirspor'un golünden önce Bilica'ya bir faul yapıldı. Bunu hakem görmedi. Golden önce iki değişiklik yapacaktık. Gol yeyince baskı yapmak, gol bulmak için iki değil, üç değişiklik birden yaptık. Andre Santos çok top kaybetti. Takımda radikal değişiklikler yapmayacağım. Bu kadroya güveniyordum. Bu kadro ile iyi maçlar çıkarttık, galibiyetler aldık. Bu kadroya daha çok destek verip, güçlendirmeliyiz. Onun için çalışıyoruz. Tabi bazı eleştiriler olacak, bunu da hak ettik. Çünkü sonuçlar iyi değil. Medyanın önünde futbolcularımı eleştirmek istemiyorum."
Görüldüğü gibi beyefendi maça beraberlik için çıkmış ve bunu da hak etmişiz!Kendisinin taktik anlayışının "Kanatlardan yardırın, Allah ne verdiyse" tarzında olduğunuda anlamış bulunuyoruz.Düşüşte olduğumuzun fakında olması sevindirici ve radikal değişiklik yapmayacağını belirtmesi de, ne denli bir düşüşte olduğumuzu bilmediğini gösteriyor.Demek ki bilmiyormuş düşüşte olduğumuzu, gayet üzücü bir durum. Golden önce 2 değişiklik yapacaktık diyor kendisi ama ben buna bir gram dahi inanmıyorum.Yapsa yapsa 1 tane belki yapardı.Fakat Daum bak öğren bunları; bazen oyuncuların kötü oynadığından değil de, antrenörün yanlış taktik vermesinden ötürü geri düşebiliyor takımlar.Oyuncuların iyi olduğunu söylemiyorum ama Daum'dan kötü değillerdi.
Mehmet Topuz'un ortada ne kadar güzel maçlar çıkardığını gördük biliyoruz, Mehmet'i çıkaracağına ortaya çeksene be adam.Mehmet takımın en iyi şut atan oyuncusu ve bir takım gerideyken en çok ihtiyaç duyduğu şey gol yani şuttur.Ortada Emreyle yan yana ,belki Emrenin biraz önünde oynayabilirdi.
Andre Santos yetenekli, teknik bir adam.Bence salon futbolunu daha iyi oynar.Çok güçsüz ve geniş göremiyor kendisi.Takıma bir fayda sağladığı söylenemez.
Dün Sayın Rıdvan Dilmen'i dinledim biraz.'Zico geldi, Aragones geldi, Daum geldi ama hala şampiyonluk yok' diyor, 'demek ki sorun teknik direktörde değil' diye de ekliyor.Yönetimi eleştirmiş kendisi.Bence teknik direktörler tabiki sorunlu ama en başta yönetimin kafası değişmeli artık.Takımı zengin yaptılar, teşekkür ediyoruz ama aynı zamanda bildiğimiz bir anadolu takımı olduk.Kasımpaşa'dan evinde 3 gol yemeler falan hiç yakışmıyor 'büyük' dediğimiz bir kulübe.
Neyse işin futbol tarafına bakmak gerek.Türkiye'de futbol iyice sönüyor bitiyor.Bu kadar berbat futbolu izlemek, Fenerbahçe'ye bağımlı olmasam katlanıcak şey, çekilecek dert değil.Tam bir işkence.Dün oynanan futbol da öyleydi.Eskişehirspor iyi oynadığı için değil iyi defans yaptığı için kazandı.Artık tamamen Yunanistan'ın avrupa kupasını aldığı zamanki taktiğe döndü anadolu takımları.Rıza Çalımbay'ı tebrik ediyorum yine de, maç içerisinde oyuncuların yerlerini değiştirdi, sürekli taktikler verdi, eksik gördüğünde düzeltmeye çalıştı,çabaladı.
5 Aralık 2009 Cumartesi
Dünya Kupası Çekilişi
11 Haziran'da başlayacak Dünya Kupası grupları dün belli oldu.Yine her zaman ki sıkıcı, amacı bilinmez esprilerle dolu bir açılış yapmayı denedi sunucular ve 'yine her zaman ki' gibi başardılar.
TRT 3 sağolsun verdi bu çekiliş programını ama öyle bir tercüman oturtmuşlar ki programın başına, sunucunun ne dediğini vatandaş anlamasın diye özel çaba içinde gibiydi kendisi.Program içerisinde bir tane klip döndürdüler, büyük ihtimal bu Dünya Kupasının müziğiydi ve benim pek de hoşuma gitmedi ama Afrika kendi kültürünü yansıtmaya çalışmışsa biz de öğrenmeye çalışalım kültürlerini diyip dinledim biraz.
Program bayağılaşmaya başlayınca kanal değiştirdim, bunu izliyeceğime, çekilmiş haline internetten bakarım diye düşündüm.Sonra baktım gördüm ki diğer kanallarda içler acısı.Bir programa takıldım şimdi tam hatırlamıyorum ne olduğunu.Onunla biraz vakit harcadıktan sonra tekrar geldi aklıma TRT3.İyi ki de gelmiş enfes bir zamanlamayla tam kurayı çekecek adamları çağırıyorken buldum sunucularımızı.David Beckham (Futbolcu),Haile Gebrselassie (Atlet), Roger Miller (Futbolcu) Bu üçünün isimlerini hatırlıyorum.Bunun dışında bir kriketçi ve bir de inanılmaz kocaman popoya sahip bir bayan vardı.Hangi sporu ifşa ettiğini hatırlayamadım şimdi, ismini hatırlayamadığım gibi.Ama ilginç biriydi, saçını sıfıra vurdurmuş bir dazlaktı sahneye doğru gelirken, ne zamanki yan durdu, o kocaman kalçasını gördüm ve David Beckham'ı arkasında taşıyor sandım bir an.Beckham ordan çıkıp sürpriz bir merhaba diyecek gibiydi.O kalçayla hangi sporu yapabildiyse helal olsun.Evet biliyorum kalça üzerinde çok durdum ama konuklar arasındaki en ilginç durum buydu.
Her neyse, seribaşları gruplara tek tek yerleşti, arkasından bütün 2. takımlar da yerlerini aldı ve o sırada bir ses geldi; "Evet sayın üründül dikkatinizi çeken bir şey var mı?"dedi TRT3 sunucusu.Hayret ettim, o ana kadar Üründül diye birisi yoktu ortada.Sanki 'Sayın Üründül' orda bi yerde uyuyomuş da "Hadi uyan oğğğluum artık, çekildi gruplar" sesine uyanmış gibi geldi bir anda.Klasik, bilindik, kendinden hiç birşey katmadan yaptığı yorumlarına dün akşam da devam etti.O konuştukça sinirleniyorum nedense ve bir tek 'Sayın Üründül' başarıyor Sadece konuşurken sinirlendirmeyi.Ama Dünya Kupası programının sunucularından Charlize Theron, programın başında denedikleri başarısız esprileri unutturacak kıvamda ara ara güzelliğini gösterdi ve bir kaç doğaçlama olduğunu sandığım espri yaptı, biraz olsun Üründül'ün varlığını hafifletti kendisi, teşekkür ederim.
Öyle böyle çekildi kuralar, 'Sayın Üründül' her gruba "Aaaaa! Bak bu grup çok kritik", "Bak bu grupta ikincilik çekişmeli olur" gibi ipe sapa gelmez yorumlar yaptı.Metanet ile izledim kendisini.Gruplar şöyle oluştu;
TRT 3 sağolsun verdi bu çekiliş programını ama öyle bir tercüman oturtmuşlar ki programın başına, sunucunun ne dediğini vatandaş anlamasın diye özel çaba içinde gibiydi kendisi.Program içerisinde bir tane klip döndürdüler, büyük ihtimal bu Dünya Kupasının müziğiydi ve benim pek de hoşuma gitmedi ama Afrika kendi kültürünü yansıtmaya çalışmışsa biz de öğrenmeye çalışalım kültürlerini diyip dinledim biraz.
Program bayağılaşmaya başlayınca kanal değiştirdim, bunu izliyeceğime, çekilmiş haline internetten bakarım diye düşündüm.Sonra baktım gördüm ki diğer kanallarda içler acısı.Bir programa takıldım şimdi tam hatırlamıyorum ne olduğunu.Onunla biraz vakit harcadıktan sonra tekrar geldi aklıma TRT3.İyi ki de gelmiş enfes bir zamanlamayla tam kurayı çekecek adamları çağırıyorken buldum sunucularımızı.David Beckham (Futbolcu),Haile Gebrselassie (Atlet), Roger Miller (Futbolcu) Bu üçünün isimlerini hatırlıyorum.Bunun dışında bir kriketçi ve bir de inanılmaz kocaman popoya sahip bir bayan vardı.Hangi sporu ifşa ettiğini hatırlayamadım şimdi, ismini hatırlayamadığım gibi.Ama ilginç biriydi, saçını sıfıra vurdurmuş bir dazlaktı sahneye doğru gelirken, ne zamanki yan durdu, o kocaman kalçasını gördüm ve David Beckham'ı arkasında taşıyor sandım bir an.Beckham ordan çıkıp sürpriz bir merhaba diyecek gibiydi.O kalçayla hangi sporu yapabildiyse helal olsun.Evet biliyorum kalça üzerinde çok durdum ama konuklar arasındaki en ilginç durum buydu.
Her neyse, seribaşları gruplara tek tek yerleşti, arkasından bütün 2. takımlar da yerlerini aldı ve o sırada bir ses geldi; "Evet sayın üründül dikkatinizi çeken bir şey var mı?"dedi TRT3 sunucusu.Hayret ettim, o ana kadar Üründül diye birisi yoktu ortada.Sanki 'Sayın Üründül' orda bi yerde uyuyomuş da "Hadi uyan oğğğluum artık, çekildi gruplar" sesine uyanmış gibi geldi bir anda.Klasik, bilindik, kendinden hiç birşey katmadan yaptığı yorumlarına dün akşam da devam etti.O konuştukça sinirleniyorum nedense ve bir tek 'Sayın Üründül' başarıyor Sadece konuşurken sinirlendirmeyi.Ama Dünya Kupası programının sunucularından Charlize Theron, programın başında denedikleri başarısız esprileri unutturacak kıvamda ara ara güzelliğini gösterdi ve bir kaç doğaçlama olduğunu sandığım espri yaptı, biraz olsun Üründül'ün varlığını hafifletti kendisi, teşekkür ederim.
Öyle böyle çekildi kuralar, 'Sayın Üründül' her gruba "Aaaaa! Bak bu grup çok kritik", "Bak bu grupta ikincilik çekişmeli olur" gibi ipe sapa gelmez yorumlar yaptı.Metanet ile izledim kendisini.Gruplar şöyle oluştu;
-Güney Afrika
-Meksika
-Uruguay
-Fransa
B Grubu
-Arjantin
-Nijerya
-Güney Kore
-Yunanistan
C Grubu
-İngiltere
-ABD
-Cezayir-Slovenya
D Grubu
-Almanya
-Avustralya
-Sırbistan
-Gana
E Grubu
-Hollanda
-Danimarka
-Kamerun
F Grubu
-İtalya
-Paraguay
-Yeni Zelanda
-Slovakya
G Grubu
-Brezilya
-Kuzey Kore
-Fil Dişi Sahilleri
-Portekiz
H Grubu
-İspanya
-İsviçre
-Honduras
-Şili
(Copy-Past değil, alın teri)
Gruplarda favoriler, herbirşeyler belli.Benim bu Dünya Kupasında süpriz beklediğim birkaç takım; Uruguay,Fildişi Sahilleri (bu pek süpriz olmaz aslında, 2006'da da gayet iyiydiler.) ve belki Kamerun.
Katılamadığımızdan ötürü her maç farklı bir ülkeyi destekliyeceğiz yine.Türkiye tadında olmayacak tabi ama futboldan zevk almaya çalışıcaz, bir de şu Vuvuzelalar olmasaydı güzel olucaktı.İnsanı canından bezdiren bir ses çıkarıyorlar ve bunu sürekli yapıyorlar.Neden yapıyorsun hemşerim amacın nedir ki, bir anlat hele.
11 Haziran 2010, Açılış maçı Güney Afrika-Meksika arasında.Dünya Kupasını özlemiştik, umarım güzel futbol olur ve umarım Fransa tez vakitte havluyu atar.Havluyu atmak İrlanda'yı Afrika'ya götürmez ama biraz olsun iç rahatlaması olabilir.
Klasik bir Dünya Kupası'nı evde izleyecek yıldızlar bölümü eksik olmasın;
Arshavin-Zhirkov(Rusya), İbrahimovic(İsveç), Carew(Norveç), Rosicky-Cech-Baros(Çek Cumh.), Misimovic-Dzeko(Bosna Hersek), Mutu(Romanya), Adebayor(Togo), Berbatov(Bulgaristan), Petric(Hırvatistan), Shevchenko(Ukrayna)...Liste uzar.
Birde Dünya Kupasında göreceğimiz en yuvarlak şey tanıtıldı dün akşam.O kısımları biraz es geçtim, dikkat etmedim.Her yeni top çıkışında 'kalecilerin işi bu topla daha zor' gibi cümleler sarf ediliyor top için.Top ulan bu işte niye fantezi yapıyorsunuz.Bir kerede forvetlerin işini zorlaştıracak top çıksın o zaman arkadaş, bir sonraki sene de defanslar için..
Dünkü çekiliş hakkında aklımda kalanlar ve söyleyebileceklerim bunlardı.Çekilişten sonra bir de maç vardı TRT3'te; Bayern München-M'gladbach.İkinci yarısına yetiştim maçın ve 1 tane gol görebildim.Frikikten Badstuber attı benim gördüğüm golü.Frikikten önce sağ kanatta Robben'in topla birlikte 2 kişinin arasından çıkıp 3 kişiyi peşine takması ve önüne gelen bir 4. kişinin ona faul yapıp düşürmesi görülmeye değerdi.Bu faul frikik golünü getirdi.Sağ taraftan sol ayağıyla vurdu Badstuber.İyi goldü.Diğer goller 19.dk da Mario Gomez ve 28.dk da Brouwers atmışlar.Maç 2-1 Bayern München galibiyetiyle sona erdi.
Son olarak Bu akşam Fenerbahçe'nin es-es ile Eskişehir'de karşılaşacağını hatırlatalım, maç saat 20:00 da başlayacak.Muhtemel onbirin şöyle olacağını var sayıyorum(şimdiye kadar muhtemel 11 tutturamadım).
--------------Volkan---------
Gökhan--Lugano--Bilica--Vederson
---------Selçuk--C.Baroni----
Mehmet-----------------A.Santos
--------------Alex-----------
--------------Güiza---------
Eskişehir maçını almak önemli(her maç gibi...Biraz Üründülvari bir yorum oldu bu).Dün Beşiktaş evinde Diyarbakırspor'a karşı puan kaybetti.Yenersek iyi olur, hoş olur. Başarılar Fenerbahçe.
Fikstür şöyle;
Bugün:
Kasımpaşa-Sivasspor 13:30
Eskişehirspor-Fenerbahçe 20:00
Yarın:
Gaziantepspor-Antalyaspor 13:30
G.Birliği-Denizlispor 13:30
Kayserispor-Bursaspor 13:30
Trabzonspor-Ankaragücü 16:00
Galatasaray-İ.B.B. 20:00
Manisaspor ise hükmen galip.
Yazıyla ilgili:
Afrika 2010 gruplar,
Charlize Theron,
David Beckham,
Fenerbahçe,
Ömer Üründül,
TRT3
2 Aralık 2009 Çarşamba
Liderliğe devam.
1-0 oldu bizim oldu.Güzel maçtı ama neden güzeldi bilmiyorum.Büyük ihtimal galip geldiğimizdendir.
Tempo neredeyse maç boyunca düşüktü.Ara ara yükseldi tabi ama uzun sürmedi.
C.Baroni çok güzel oynadı hücum ve defansı iyi yaptı.Sahanın en iyisi olabilirdi ama Lugano-Bilica olmasaydı.Bu ikili kısa sürede iyi anlaştı bu sevindirici.Ama takımda herhangi bir alternatiflerinin olmadığını görmekte bir o kadar üzücü.Bilica'nın yokluğunda Önder vasat oynamıştı.Bilica hızlı ve ortalama bir defans oyuncusundan daha teknik oyun oynuyor.Lugano ise bildiğimiz Lugano; savaşıyor.Bu ikilinin hücuma da katkısı büyük.Bilica zaman zaman topla birlikte alıp başını gidiyor.Dün de yaptı bunu,sağ kanattan çok iyi ilerledi ama bunu yaptığında onun yerini birisinin doldurması gerek ve dün akşam bunu yapmakla hükümlü olan Selçuk'tu.Ama kendisi işe biraz geç uyandı sanırım.Top döndüğünde olması gereken yerde değildi.Daum Selçuk için; Emre'nin yokluğunu hissettirmedi dedi ama ben çok fazla hissettim.Selçuk'un gönlünü almaya çalıştı sanırım, alsın iyidir.Her neyse Lugano'da skor tabelasını değiştiren tek isim oldu.Attığımız gol antremanlarda çokça çalışılmış.Kasımpaşa maçında da kornerler sürekli Lugano'ya kesildi fakat olmadı bir türlü.Bu maçta olması daha güzel.
Daum eski taktiğine döndü, iyi de oldu.Bu takımda Selçuk yerine Emre'yi görmek istiyoruz, o zaman takım daha iyi olacaktır.Oyuncularımız hücumda birbirlerine biraz daha yakın oynasalar da güzel paslaşmalarla kaleye gitsek ama şansımızı fazla zorlamayalım, Daum bu sağı solu belli olmaz.
Tempo neredeyse maç boyunca düşüktü.Ara ara yükseldi tabi ama uzun sürmedi.
R.Carlos'un maç öncesi oynamaması gerektiğini düşünüyordum,öyle de yazmıştım fakat oynadığı süre boyunca iyi iş çıkardı ve %342'lik bir gol pozisyonunda, doğru yerde doğru zamanda müdahalesini yaptı ve topu taca iteledi.Olası bir gol geri düşmemizi sağlar ve mağlubiyet şansımızı büyük oranda arttırırdı.Teşekkür ediyoruz kendisine.

R.Carlos'un yerine Andre Santos girdi ve Daum Vederson'u geri çekti.İyi de oldu çünkü Vederson atakta pek etkisizdi.Santos'da oynadığı kısa sürede fazla göze batmadı iyiydi.Onun dışında Gökhan Gönül umarım bu maçla birlikte performasını gittikçe yükseltir.Dün o da iyi müdahaleler yaptı.Mehmet, Alex, Güiza ortalama bir oyun oynadılar.bunların içinden en iyisi Alex'ti.Volkan'ı korku içinde izledim, gol yemedi ama hatalı çıkışlar yaptı yine.O da gittikçe normale dönecektir diye umuyorum.

Takım iyi yönde şimdilik.2 ligde de birinciliğimizi koruduk kötü zamanımızda.Bundan sonra alınacak galibiyetler bizi daha da güçlü kılacaktır.
Galip gelmek güzeldi,Teşekkürler Fenerbahçe.
30 Kasım 2009 Pazartesi
Twente - Fenerbahçe

Bir avrupa maçı daha geldi çattı.Tek bir sene bu tip maçları rahat izleyebildik, rahattan kasıt takım iyi oynuyordu ve hakikaten takım gibi oynuyordu o da tabi Zico dönemiydi.Yenilsek bile oralarda sahada mücadele eden birilerinin varlığını biliyorduk ve bu mücadele yenikken boyun bükmemize değil 'hadi oğlum' diye destek çıkmamızı sağlıyordu.Destek her zaman vardır ama bütün Türkiye destekler böyle durumlarda.En fanatik Galatasaraylısı bile o chelsea rövanş maçında içinden bi yerden 'yürü be','vur ulan' diye geçirmiştir kendi farkında olmadan bi anda feneri destekler olmuştur.Ben Galatasarayı yürekten desteklediğim farkında olmadan yenmesini istediğim bir maç vardı ve hakikaten güzel oynamışlardı.Anfield'deki Liverpool maçıydı o da.Crouch'un volesine sevindim evet ama galatasaray yüklenmeye başladığında 'hadi lan alın şu maçı' diye içimden geçirdiğimi net hatırlıyorum.3-2 yenik ayrılmışlardı sahadan ama önemli olan karşındaki büyük takımın ayaklarını titretmektir.İnter maçında olduğu gibi, Fenerbahçe o maçı almasaydı dahi başımız dik olucaktı gerçi rövanşını inter kötü aldı ama Saraçoğlu'nda bile yenmemize ihtimal verilmemişti ki bu da tarihe bakınca normal gibi gözüküyor.Yakın geçmişte Milan'a evimizde 4-0 yenilmiştik ama San Siro'daki Milan karşılaşması mesela.Orda da hiç beklenmedik bir futbol koyduk ortaya, takım bir bütün oldu ve gayet güzel savaştı ama tecrübesizlikten midir yoksa kondusyon eksikliğinden midir bilinmez Kaka düğümümüzü çözdü.O ortasahadan gelerek attığı gol tam bir skandaldır mesela.Ortada çalım yok adam dümdüz koşuyor biride desin 'hop hemşerim nereye'(Kaka'nın hemşerisi çoktur bizim takımda).

Twente takımının geçmişine şöyle bir baktım, adamların ligde şampiyonlukları hiç olmamış.Aslında dolaylı olarak bir kere olmuş o da Twente'nin vakti zamanında iki takımın birleşmesiyle kurulan bir kulüp olduğundan, birleştiği kulüplerden biri bir kere 1926'da şampiyon olmuş.Onun dışında bir kere uefa finali oynayıp kaybetmiş, birkere de intertoto kupasını kazanmışlar,2 tane de Hollanda kupası var müzelerinde. Fenerbahçe'nin özgeçmişi içinse şöyle bir bakın.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Fenerbah%C3%A7e_Spor_Kul%C3%BCb%C3%BC
Dedim ya tek bir sene bir nebze daha rahat izlemiştik bu tip maçları.Yarın bizi stres dolu bir maç beklediği aşikar.Deyim yerindeyse ki yerinde; Fenerbahçe bana kan sıçırttıran en büyük etken olmuştur hayatım boyunca.Çünkü hayatımın en sabit ögesi Fenerbahçe'dir.
Resmi sitede açıklanan kadroya göre Daum'un verdiği 19 kişilik kadroda 3 tane kaleci var.Volkan,Volkan ve Mert Günok.Bu listeyi hazırlarken ne düşündü acaba, çeşit olsun diye koymuş olabilir mi?Zira o kadroyu doldurmak zorunda olmadığının bilincindedir heralde kendisi.Ama olsun bulunsun.Belki Mert'in mevkisi değişmiştir hiç belli olmaz.
Resmi siteyle aynı anda Beware of the Football!'da(reklamın iyisi kötüsü olmaz) işte 19 kişilik kadro(bu 19kişilik kadro olayını anlamadım aslında 18 değil miydi o?Avrupa Ligi değişiklik yapmıştır heralde diyip devam ediyorum);
Kaleciler:
Volkan Demirel,Volkan Babacan,Mert Günok,
Defans:
Lugano,Bilica,R.Carlos,Vederson,Gökhan Gönül,Deniz,Andre Santos,
Orta Saha:
C.Baroni,Selçuk,Alex,Deivid,Mehmet,Uğur Boral,Özer Hurmacı,
Forvet:
Güiza ve Semih.
Muhtemel 11'i vermek isterdim ama insanda bi umut oluşuyo aha böyle mi çıkıcaklar sahaya diye o yüzden ben olsam takımı nasıl oynatırdım onu yazmak istiyorum.
------------Volkan-----
Gökhan--Lugano--Bilica--Andre Santos
-------Baroni--Mehmet------
Özer-------Alex-------Vederson
----------Semih--------------
Evet Carlos oynamasın çok formsuz.Güiza'da oynamasın, kendisinin formunu henüz göremedik.Mehmet ortasahanın ortasında ofansif oynasın, Özer sağ tarafta döktürsün,Baroni'de defansif oynasın.Semih'de formsuz aslında ama üst düzey olmaya çalışan bir takımın koskocaman kadrosunda sadece 2 tane forvet olunca pek bir seçenek kalmıyor.Kazım'ı da forvet olarak görebiliriz aslında ve kadroda olsaydı Semih'in yerine yazacağım isim kesinlikle Kazım olurdu.Andre Santos ve Vederson elele sol kanatta yer değiştirsinler koşsunlar bişeyler yapsınlar, güzel olur belki.Daum böyle güzel kadroyla çıksın balkondan atlarım ahanda yazdım buraya.Kadroya güzel diyerek kendimi övdüm gibi gözüktü sanki ama hiç olur mu öyle şey.
Takım defans yaparken saçma hareketlerde bulunuyor, umarım son maçtan ders alınmıştır.Rakip ataktayken hiç etkili bir baskı kuramıyoruz üstlerinde.Adam,top ayağında aheste aheste geliyor bizim ceza sahamızın önüne, bir tane müdehale eden yok. karşısına geçip bekliyorlar bunu hiç anlamıyorum.Topa hamle yapmak için adamın kale çizgisinin önünde mi olması lazım?Artık dal adama al topunu, rahat bırakma.Atağa çıkarken de biraz ayağa pas yapılmalı artık ama öyle defansta ayağa pas yapıcaksan birader kalsın yapma hiç, şişir ileriye belki seker bişey olur.Defansta top çevirmek avrupada karşı takımı üstüne çekip boş alan bulmak için yapılır ama bizde defansta atak yapar gibi top bir oraya bir buraya gidip geliyor ve bir şekilde kaptırılıyor.Bu kaptırma diğerlerinde oranla daha tehlikelidir çünkü geride adam kalmıyor rakip bir geliyor ki evlere şenlik.Olmasın bunlar dikkat edelim ortasaha, defanstan al şu topu.

Fenerbahçe avrupa maçlarında deplasman galibiyetini pek bilmez ve Hollanda takımlarına karşı yapılan 15 maçta 9 yenilgi ve 3 beraberlik almışız.PSV sağolsun onlar da olmasa Hollanda takımı yenemiycez,3 galibiyetimizin 3'üde PSV'ye karşı.Tablo baya bir iç karartıcı, bir de formsuz olduğumuzu düşününce insanda maçı izlemesek mi acaba gibi bir düşünce oluşabiliyor.Tabiki öyle bir ihtimal yok.Hem iç karartıcıysa ne olmuş, çıkışa bir şekilde geçilmeli ve artık bir kaç somut adım atılmalıdır.Ben umutluyum bu maçı da alıp grupta 4. galibiyetimizi elde edicez.Grup demişken işte grubumuzun durumu;
TAKIMLAR O G B M A Y P
1 Fenerbahçe 4 3 0 1 6 3 9
2 Twente 4 2 1 1 4 4 7
3 Sheriff 4 1 1 2 3 3 4
4 Steaua Bükreş 4 0 2 2 1 4 2
Evet durum bu, galibiyet halinde garantilenicek sanırım gruptan çıkmalar.Umarım ki birinci çıkarız sistemi tam bilmiyorum Şampiyonlar liginde 3. olanlar,avrupa ligi
2.leriyle mi karşılarşıyor yoksa karışık mı? Bunun cevabına bir bakadurayım.Her neyse diyeceğim odur ki şampiyonlar liginden baya dişli rakiplar avrupa ligine düşücek gibi.Eninde sonunda karşılaşıcaz kendileriyle ama bir tur daha atlayıp öyle karşılaşalım diye diliyorum.
Maç yarın Enschede şehrinin De Grolsch Veste Stadı'nda saat 20.00'de başlayacak. Açık adres verdim ki yolda kaybolmayın.
Son olarak bir tahminde bulunalım..2-1 alırız diyorum.Evet mağlup olduğumuz skor bu.
Başarılar Fenerbahçe ve Galatasaray.. (19 kişilik kadrodan kasıt sanırım Hollanda'ya giden kafile, liste yine 18kişi olmalı.Bravo Daum utandırdın beni).

Yazıyla ilgili:
Avrupa Ligi,
Fenerbahçe,
H Grubu,
Twente
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)