27 Ocak 2010 Çarşamba

Milano Derbisi

Sınavlar dolayısıyla bir süredir yazamıyordum, aslında vaktim oldu fakat biraz tembellik ettim.Sınav süresince de maç kaçırmadım, sınavların futboldan önemli olucak hali yok ya.. Her neyse tembellik etmeye devam edebilirdim aslında ancak karşıma Milano derbisi çıkageldi.


İtalyan medyası Milan ve İnter'deki (özellikle Milan'daki) yabancı oyuncuların varlığının çoğalması dolayısıyla Milano derbisinin eskisi kadar ateşli ve çekişmeli olup olmadığını sorguluyor.Aynı kentin iki takım arasındaki çekişmeyi ancak o kentte yaşayan, o kentte yetişen futbolcuların anlayabileceğini sanıyor bazı kesim.Onlar öyle sanadursun.. Sahaya çıkanlar en nihayetinde İnter ve Milan.

Guiseppe Meazza Stadı bu sefer mavi-siyah'a bürünmüş.Sahaya çıkan iki takım öncelikle formalarıyla mest etti beni.Hele o Milan'ın forması nasıl bir şahaneliktir? İnter'in de hakkını yemeyelim forma konusunda, o da apayrı bir güzel. İkiside tarihi formalarının özelliğini koruyarak modernleştirmişler ve beni mesut etmişler.Tribünlerde alışılagelmiş mavi-siyah bir kareografi var ve ortada beyazın üzerine yazılmış büyükçe bir CURVA NORD (kuzey tribünü) pankartı  ile stadında etkisiyle çok güzel bir görüntü oluşmuş.Maçın başlamasına az bir zaman kala hala hangi takımı destekleyeceğime karar verememiş vaziyetteydim.Aslında İnter'i çok severdim eskiden çünkü şampiyon olamazdı(gayet makul bir sebep değil mi! ) ancak arka arkaya şampiyon olunca Juventus'u tutmaya başladım zira kendileri 2. lige düşürülerek beni cezbetmişti, Football Manager'inde bunda rolü büyük tabi.Herneyse maçı bekliyordum ve birden yerimden kalkıp içeriden İnter formamı almaya gittim. İnter'i destekleyesim gelmişti fakat bulamadım formayı, heralde son halısahadan sonra çantamdan çıkarmayı unutmuşumdur diyip gözüme ilişen liverpool formasını gördüm ve onu giydim. Milano derbisinde İnter'i desteklerken kırmızı giyen bir insan zor görürsünüz, işte o kişi benim.Maça koştum ve televizyonun karşısında yerimi alır almaz hakem bey düdüğünü öttürdü ve maç başladı.

İnter maçın başlamasıyla birlikte saldırmaya başladı. Milan, İnter'in yanında çok yavaş futbol oynuyordu. Sneijder'de maça çok iyi bir başlangıç yaptı ve bir ara hiç beklenmedik bir zamanda uzaklardan kaleye attığı şutu Dida zar zor çelerek kornere atabilmişti.İnter arka arkaya birkaç atak yaptıktan sonra, Milan ' ulan bende bir gidiyim ' demiş olmalı ki ortasahayı biraz bi geçtiler ama bunun akabinde top İnter'e geçtiğinde bir anda kontraya çıktılar. Milito'ya doğru havadan gelen topu Milanlı oyuncunun kafasıyla tam Milito'nun koşu yoluna indirmesi, Milito'nun ekmeğini bala batırmak oldu ve çok güzel bir vuruşla golünü attı.O akşam çok iyi motive olmuş ve harika bir maç çıkarıyordu. İnter oyunu tamamen yönetiyordu ki araya hakem girdi.Lucio'nun  bir pozisyonda düşmesini aldatmaya yönelik hareket olarak yorumladı cahil insan.Halbuki Lucio düştükten sonra anında topa hamle yapmak için ayağa kalkma çabasındaydı ve hakem oyunu durdurarak sarı kart gösterdi kendisine.Bu duruma benim kadar şaşırıp sinirlenen Sneijder, Lucio'nun sarı kartına alkış ile tempo tutunca hakem arka arkaya 2. hatasını yaparak direk kırmızı kartla Sneijder'i oyundan attı.Küfür etmiş olabilir belki ancak alkışlarken pek birşey söylemiyor gibiydi.Etmediyse bile ben bir duble küfür eder gibi oldum hakeme fakat etmedim, sadece eder gibi oldum, alkışla tempo tuttum. Beni de koltuktan atıcak değil ya.
En nihayetinde Sneijder'e yazık oldu. Çok iyi bir maç çıkarıyordu.İnter'in pas trafiğini güzel kontrol etti.Fakat İnter 10 kişiydi artık.Maç ilerledikçe gördük ki 10 kişilik İnter'in fizik gücü bile Milan karşısında gayet yeterliydi.Bir de Mourinho bi diye teknik direktörleri var en nihayetinde. Sneijder'in atılmasıyla değişiklik yapmadı kendisi ve çok da iyi etti.İlk yarı 1-0 bitti.

2.yarıya Milan bir gazla başladı.Saldırmaya çalşıyorlardı fakat hala yavaşlardı.Bir Ronaldinho biraz hızlıydı ve 2. yarıda Gattuso'nun yerinde giren Seedorf Milan'ı biraz daha etkin kılmaya başladı.Fakat Milan'ın da 1 kişi eksik oynadığını 2. yarıda daha iyi fark ettik zira Amerika ellerden kiralık gelen Beckham pek etkisizdi.Beckham'ı severim aslında ama bu maç hakikaten kötüydü.Milan Beckham yüzünden sağdan atak yapamadı.Bir tek top zaten ilerdeyken sağa yönlenirse Beckham'a geliyor ve kendisi topa gerekli düzenlemeyi yaparak harika bir orta kesiyordu.Maçta yaptığı en iyi iş buydu ve bu yanılmıyorsam 2 veya 3 kez oldu ve başka bir faydası olmadı.
Milan ataklar yapmaya çabalıydı, Ronaldinho bir ara güzel birkaç çalım atarak 'helal olsun' dedirtti, o da baya istekliydi fakat İnter çok iyi savunma yapıyordu.

Yine Milan'ın atak yapmaya yakınken kaptırdığı bir top Milito'ya geldi.İnter 2 kişiydi; Milito ve Pandev.Milan ise 4 kişiydi(kaleci hariç).Milito topu biraz sürdü karşısında 2 kişi vardı, 'Napıcan ki ulan' demeye tam yeltenmişken bir arapasıyla Pandev'i kaleciyle karşı karşıya bıraktı ve o sırada kendimden utandım.Milan defansı ben gibi bakakalmıştı ve Pandev sol çaprazdan topun dibine girerek açılan Dida'nın üstünden topun kaleye seyrini başlatmıştı.Gol olmasını beklerken direğe toslayan top bende bir 'Aaaaahhhh ulan' yakarışına sebep oldu.Direkten dönen top Dida'nın hemen dibine düştü.Pandev üzüldü haliyle ama birkaç dakika sonra frikik kullanıp barajın üzerinden kaleye giden topuna Dida'nın malak gibi bakacağını bilse belki üzülmezdi.Skor böylelikle 2-0 oldu, sevinç, coşku çığlık derken bir kez daha santra yapıldı.Milan yine İnter'e saldırmaya koyuldu fakat gardını bir türlü düşüremedi.Son dakikada kazandığı penaltıyı da, penaltı ustası Ronaldinho kaçırınca stat sevince boğuldu ve İnter hak ettiği galibiyetini aldı.

Maçtan sonra Mourinho şu sözleri sarf etmiş; "Sanırım hepimiz Sneijder'in kırmızı kart görmesinin bir tesadüf olmadığını anladık"diyerek bir komplo olasılığına dikkat çekmiş.
Ve takdir ettiğim ve benim maç hakkındaki fikrimide özetleyen sözü ise şöyle; "Ancak oyuncularım harikaydı. 9 kişi değil, 7 kişi bile kalsaydık Milan'ı yenerdik. Gerçi 6 kişi kalmamız bizi biraz zorlayabilirdi"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder